2001/12: emre arolat / arkitera diyalog
Arkitera Diyalog
25-12-2001 12:05 #12
bogachan dundaralp
Kalamış’taki konut blokları üzerinden…
merhaba,
Kalamış’taki konut bloğu, çevresindeki yapılaşmalardan yükseklik ve büyüklük bağlamında oldukça ayrılmakta, çevre ölçeği düşünüldüğünde de kendini çok baskın bir ifade ile konumlandırmaktadır. Kendisini ayrıcalıklı biçimde konumlandırıyor duygusu uyandıran yapı hakkında,
(arredamento mimarlık sayı:2001/6 daki yapı tanıtımı yazınızda)
şöyle bir ifadeniz var;
“… 20 katlı yapının bulunduğu parsel üzerindeki kitlesel oluşumu, bir mimarlık kararı olmaktan çok, en fazla blok boyu ve yoğunlukla ilgili belediye verilerine dayanır. Diğer bir deyişle, kentin bu bölümünde 20 katlı bir konut yapısının yerinin olup olmadığının irdelenmesi ve bu doğrultuda kararların alınması, “kentsel tasarım” ı mimarlar üstü bir “bilim” olarak gören “şehir ve bölge planlama uzmanları”nın uhdesinde olup, mimarın görevi, kitlesel oluşum kararları verilmiş bu yapının nasıl tasarlanacağı ile sınırlıdır. Kent içinde tasarlanan “özel” yapıların çok büyük bir bölümü için geçerli olan ve hangi amaca hizmet ettiği çoğu zaman anlaşılmayan bir kurallar manzumesi, tasarımcı mimarları en azından kitlesel kararlarda edilgin bir tavra iter.” aynı yazının son bölümünde de; ” Bu yapının tasarımcıları, bu tasarım üzerinden, son dönemde büyük kentlerin mimarlık gündeminde önemli yer tutan ” lüks apartman ” yapılarının gerçek kentsoylu olduğu kuşku götürür “hedef kitle”ye kayıtsız şartsız teslim olmadan, gelenekselin “yapıştırma” öğelerinden medet ummadan ve rüküşleşmeden de gerçekleştirilebilir olduğunu vurgulamak ister. E.A.”
Yazınızda siz de bu kentsel duruştan rahatsız olduğunuzu, ancak bu çaresizlik içinde yapılabilecek olanın yapının biçimlenme dili üzerinden hareket etmek olduğunu savunuyor…kendinizi bir verili durum üzerinden yapılanı meşru kılacak başka bir düzleme referans veriyorsunuz…
1. Sizce kentsel duruşu ile çevreyi yok sayan ve ezici bir kitle etkisi yaratan bir yapı kitlesinin ele aldığınız biçimiyle kente ve yaşayanlara bir şey kattığını düşünüyor musunuz ?
2. Sadece görsel olarak şık bir yapı kitlesi ‘lüks apartman’ örneği olarak ( yazınızın son paragrafta dile getirdiğiniz gibi ) bir referans olabilir mi ?
3. Kalamış konutlarını direk referans vermeyen ancak aşağıdaki düşüncelerin örneği olarak kullanan başka bir konu da şu;
Arolatlar,yayınlardan ve sergilerden takip ettiğmiz kadarıyla (göreli olarak) büyük ve çok sayıda iş yapma potansiyeline sahip bürolardan biri… Bu durumun iş konusunda seçici davranma olasılığı ve şansı verdiği açık… Ancak, ‘etik’ kaygılar barındıran ve bunları mimarlık ortamında açık biçimde ifade eden ve araştıran bir mimarlık ofisi olmaktan çok, şık binalar yapan,son teknoloji ve malzemeleri yapılarında, yabancı dergilerde eş zamanlı olarak kullnanan, bilgisayar sunum tekniklerini güncel sunum dilleri ile paralel kullanan, mimarlık medyasını bunları teşhir etmek ve meşruiyet zemini yaratmak amacı ile kullanan bir ofis izleniminde…(bu izlenimi veren tek örnek olduğunu söylemek haksızlık olur…)
Seçici davranıyor ve bu mimarlık adına kaygılar taşıdığınızı biliyoruz…Peki bunlar neden çoğunluğu biçimsel kaygılar taşıyan şık binalar ve sunumlar ardına gizleniyor… ?
(not: Buradaki gizlenme sorunsalı proje okuma ya da okuyamama sorunundan çok değerlendirilenin bize sunulanla görülen arasındaki farkların çelişkisi üzerine kurulmuştur.)
Saygılar…
25-12-2001 16:59 #37
Emre Arolat
boğaçhan
1.Kalamış’ taki konut blokunun kentsel duruşu ile çevreyi yok sayan ve ezici bir kitle etkisi yaratan bir yapı olduğunu düşünmüyorum. Alıntı yaptığınız yazının tümünü dikkatlice okuduğunuzda, yapının kent ile olan ilişkisinin çok önemsendiğini fark edeceksiniz. Bu yapının yakın çevresinde bulunan ve neredeyse tümü son yirmi yıl içinde inşa edilmiş olan diğer konut yapılarının kente ve yaşayanlara sizin deyiminizle ‘bir şey kattığını’ ve bu yapının ‘katmadığını’ ise hiç düşünmüyorum.
Yukarıdaki düşüncelerden hareketle, yazıdan çıkarmış olduğunuz sonuca da itiraz edeceğim. Yazınızın alıntı yaptığınız bölümlerinde üzerinde durulan düşünce, farklı dönemlerde, farklı yönetim mekanizmaları tarafından ele alınan ‘kentsel tasarım’ disiplininin yeniden sorgulanmasını sağlamak amacı ile kurulmuş idi.
2.a. Bu yazıda ‘şık’ kelimesini hiç kullanmadım.
2.b. Biçimin tek referans olduğu çok kişisel bir yargı oldu. Ben öyle düşünmüyorum.
3.a. Seçici davrandığımı ve mimarlık adına kaygılar taşıdığımı söylüyorsunuz, teşekkür ederim. Size sunulanla görülen arasındaki farkların çelişkisi de kişisel bir yargı. Ben çok ‘doğrudan’ sunduğumu düşünüyorum.
3.b. Sunum tekniklerinin güncel sunum dilleri ile paralellik kurması konusunda da inanın, hiçbir endişem yok. Kendi elimle de çizerim gerekirse.
3.c. ‘Mimarlık Medyası’ nı ‘Ürüne Meşruiet Zemini Yaratmak Amacı İle’ kullandığımızı söylediğinizde, medyanın işlevlerini çok azımsamış olmuyor musunuz?
25-12-2001 18:03 #46
bogachan dundaralp
yanıtınız üzerinden…
Tekrar merhaba,
yanıtlar için teşekkürler… ancak bazı noktaları yanıtlarınız üzerinden tekrar açmak istiyorum…
1. Sorumun açıklama kısmına baktığınızda sizin iddia ettiğiniz gibi ‘diğerleri birşeyler katıyor’, ‘bu yapı ne katıyor ?’ gibi bir yorum taşmıyor.
sorum; Kalamış Konutlarının ( iyi ya da kötü ) yapılaşmış çevresinden ölçek olarak çok farklılaştığı…üzerine kuruluyor…Siz de yanıtınızda ‘bu yapının bir şey katmadığına katılmıyorum ‘ diyorsunuz…ve Kentle kurulan ilişkisini önemsediğinizi söylüyorsunuz …Ama neyi önemsediğnizi ve bu yapı biçimlendirirken bunun ona ne kattığını yanıtlamıyorsunuz…Konuyu yapının biçimlenmesine etkisi bağlamında biraz bize açar mısınız…sizce ne katıyor ?
2. Biçimin tek referans olmadığını biliyorum…Aslında sorum biçimlenme mantığı üzerine kuruluyor…Belki Yukarıdaki açıklamaya vereceğiniz yanıtınızla bunu da yanıtlamış olursunuz… (Biçimlenmeyi yapıyı oluşturan süreçler ve onun sonucunda ortaya çıkan ürün bağlamında ele alırsanız sevinirim…)
3.Mimarlık medyası işlevlerini azımsamıyorum…Onun genel olarak kullanılma biçimini ve algılanma biçimini eleştiriyorum… (sadece size yönelik bir ifade değildi…) Bu sizin neyi neden anlatmak istediğiniz ile ilgili bir durum…Ama bahsettiğim çelişkileri yansıtması anlamında açıklayıcı olduğunu düşünüyorum.
saygılar…
03-01-2002 13:18 #69
Emre Arolat
bogachan
Kalamış Konutu’nun kentle olan ilişkisi hakkında.
Bu yapının inşa edildiği bölge,hepimizin alışkın olduğu, hatta çok da iyi bildiği, “komşudan 3, önden 5 metre çekilecek, içine yapı tıkıştırılacak” diye buyuran imar durumu ile biçimlenmiş bir konut dokusu ile gelişirken, ara yerde yeni bir imar durumu beliriyor ve farklı boyutları olanaklı kılıyor. Bu tam bir metropol gerçeği.
Ölçek sırası ile gidersek, yapılar, yapı adaları, ilçeler, kentler ve bunlara paralel olarak da yapılaşma mantığı dönüşmekte. Bu dönüşümden korkmakla, dönüşümü planlamak ayrı işler. Bu dönüşümün içinde ölçek kopuklukları olduğu gibi, izlenim ve hatta yaşam tarifi kopuklukları da var. “Büyük Kötüdür” diye şartlanmış domestik yapı geleneğinin de sorgulanabilmesi, ancak bu dönüşüm üzerinden olanaklı.
Metropollerde ortaya çıkan bu bölgesel dönüşümler, yerine tekrar konması olanaksız, “patina”sı zaman içinde olgunlaşmış dokuları zedeleyip yerle bir etmediği sürece, korkup kaçınılması değil, planlanması gereken bir durumu yaratıyor.
“Kent İçin Yeni Büyüklükler”in tasarımının, çok önemli bir uğraş olduğunu düşünüyorum. Bugün, çağdaş bir meslek adamının, kaçınılmaz olanı görmezden gelmek yerine, çözümü bunun üzerinden aramasının, tıkanıklıkları zorlamak için doğru bir yol olduğu fikrindeyim. Kalamış Konutu için, çevrede bu dönüşümden azade tutulması gerekecek nitelikte bir dokunun bulunmadığı gerçeğinden hareketle, biz de bu yolu denedik.
Bu sorunun cevabı olarak, yükselme ile elde edilen yeşil alan, siluet etkisi, yansıma ve geçirgenlik araştırmaları gibi, bu yapıya ait, “özel” durumlara girdiğimizde, “ana” konuya, yani kent için yeni büyüklüklerin tasarlanması sorununa haksızlık etmiş olacağız. Bu yapı üzerinden kent ilişkilerini değerlendirirken, burada bitmiş ürünün kendisine oranla daha fazla önemsenmesi gereken, konvansiyon dışı bir yaklaşım olduğunu ve metropolün gerçekliğinde, çözümün bu mecrada aranmasının geçerliliğini vurgulamalıyım.
Cevap neredeyse sorunuzun içinde. Biçimlenme mantığı, ölçek ile ilintili. Biçem ise tasarım sürecinin son aşamalarında bir yerlerde, bizim sorularımızın bir cevabı olarak orta yere çıkıyor.
_ metni .pdf halinde görmek için tıklayınız.
_ “Arkitera Diyalog / Emre Arolat”