2020/06: Covid-19 Sonrası Okul Tasarımı ve Eğitim / Dr. Alp Sirman ile ‘İşin Doğrusu’ Programı / KRT TV
Covid-19; tarihteki pek çok salgının bize öğrettiği gibi kent planlamasından, altyapıya, mimari yapı, hastane tipolojilerinden, doğal kaynakların kullanımına kadar pek çok konuyu bize yeniden hatırlattı. Hatırlattı diyorum çünkü tüm zamanlara ait olan insan-mekan-doğa ilişkilerine ait temel konular ve esaslar tekrar gündemize gelmiş oldu. Zamanın yüklediği yüklerden arınma fırsatı doğdu.
Bugün okullar hala 19.yüzyıldan kalan eğitim anlayışı ile biçimlenmiş bir yapı tipolojisini sürdürüyor. Bu tipolojik ayrışım ile kentler içinde yoğun, çok katlı, ölçeği büyük, minumum koşulları maksimum öğrenci için kullanan, sınıf-bahçe, açık-kapalı mekan ilişkilerinin kopuk olduğu, konfor şartlarının zorlandığı ve alt limitte sağlandığı okullar dönemindeyiz. Yeni Hayat düzeninin belirlediği mesafe-mekan büyüklükleri, hava ve ışık kalitelerinin önem kazandığı, bahçe-mekan ilişkilerinin çeşitlendiği, temas yüzeylerinin minimize edilebildiği, farklı yaş ve bireysel ya da ortak kullanımlara göre alternatifli kullanımların mümkün olduğu, esnek, adapte olan esnek yapılar bugün ele almamız gereken okullar.
Okulların, nerede olduğu, hangi kaynaklara sahip olduğu ve hangi altyapılara sahip olacağı, hangi büyüklükte, hangi yaş gruplarına nasıl hitap edeceği temel belirleyici olacak. Uzaktan eğitimin yeni bir fırsat olarak yarattığı teknolojik olanaklar ile bugün Van’daki çocuk da İstanbul’daki çocuk da akademik bilgiye aynı anda erişebilir oldu. Bu sadece Türkiye’de ile de sınırlı değil dünyanın herhangibir yerine ulaşabilir olduk… Öğrenciler için okulu bir öğrenme merkezi olarak kullanıp, aynı anda ulusal ve uluslararası ağ ile birden çok okul ve eğitim imkanı ile buluşabileceği imkan yarattı. Bu ağ sistemi hem bugünün okullarının iyileştirilmesi hem de yeni okullar için yeni tasarım kriterleri yaratabilir.
Sağlık odaklı Tasarım ( Health center/Oriented design) bugün bir fiziksel dünyadan-teknoloji ile desteklenmiş önemlere kadar giden bir dizi adımın önemini bir kez daha hatırlattı. Teması azaltan, hava-ışık ve Işıl konfor şartlarını doğal kaynaklarla çözen tasarımları artık teknoloji sayesinde ölçebiliyor ve bunları biralarda kullanabiliyoruz. Ölçülebilirlik bir yapının açık-yarıaçık-kapalı alan ilişiklerini, büyüklüklüklerini, üzerindeki patojen birikimini kontrol edebildiğimiz malzeme seçimlerini ve insan odaklı sistemleri otomasyon odaklı hale getirebildiğimiz pek çok tasarımsal ilişkiyi bir bütün olarak ele almamız için önemli kavramlardan biri oldu.
Okul tasarımı güvenli topluluk entegrasyonu ile bilgiyi yayma ve kullanma mecralarının birbirine tasarım yoluna entegre olacağı bir dünyaya adım atmamızı sağladı. Şimdi önümüzde çağın hastalıklarını covid’e indirgemeden bütünsel olarak değerlendirebileceğimiz bir eğitim vizyonu yaratma imkanımız var. Yeni neslin bilgiyi ulaşma, iletişim becerilerini geliştirme, tasarım ve proje odaklı çalışmalarla üretim yönünde çalışabilen ve bunu ağ sitemi içinde geliştirilebilecek bu eğitim vizyonu sadece nasıl yapmalıyız? sorusunu değil; şimdi ne mümkün sorusunu? Daha önemli hale getiriyor.
Boğaçhan Dündaralp / 28.06.2020