2020/07: Yeni Normal Okullar /Vbenzeri
” Salgın döneminin en fazla etkilediği alanlardan biri şüphesiz eğitim-öğretim. Anaokulundan üniversiteye kadar tüm seviyelerde online öğrenime geçilmesi, farklı bağlamlarda tartışmalar açtı. Ardından, salgınla ilgili süreç ilerledikçe ve sonraki aylara dair planlar devreye alındıkça, okulların ne zaman ve hangi şartlar altında açılacağı da gündem oldu. Amerika ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde özellikle uluslararası öğrenci sayısının fazla olduğu üniversiteler 2021’de açılacaklarını, 2020 güz dönemini online olarak sürdüreceklerini açıkladılar. Tüm bu tartışmalar, okullar açıldıktan sonra öğrencileri nasıl bir düzenin beklediği ve bunun olası etkileri ile ilgili bir gündem yaratıyor. Ve bu da akla “yeni normal” olarak tanımlanmaya başlanan dönemde, okulların tasarımında, mimarisinde nelerin değişeceği, ne gibi unsurların öne çıkacağı sorusunu getiriyor.
Okul mimarisi ve öğrenme mekanları ile ilgili çalışmaları olan mimar Boğaçhan Dündaralp, “tarihteki pek çok salgın gibi Covid-19’le birlikte tüm zamanlara ait insan-mekan-doğa ilişkilerine ait temel esasların, zamanın yüklediği ağırlıklardan arınarak tekrar gündemimize geldiğini” belirtiyor. Dündaralp, “Hala 19.yüzyıldan kalan eğitim anlayışı ile biçimlenmiş bir yapı tipolojisini sürdüren okulların bugün, kentler içinde yoğun, çok katlı, minimum koşulları maksimum öğrenci için kullanan, sınıf-bahçe, açık-kapalı mekan ilişkilerinin kopuk olduğu, konfor şartlarının zorlandığı ve alt limitte sağlandığı bir dönemde olduğunu” ifade ediyor. Kendisine göre şimdi ele almamız gereken asıl unsurlar, “yeni hayat düzeninin belirlediği mesafe-mekan büyüklükleri, hava ve ışık kalitelerinin önem kazandığı, bahçe-mekan ilişkilerinin çeşitlendiği, temas yüzeylerinin minimize edilebildiği, farklı yaş ve bireysel ya da ortak kullanımlara göre alternatifli kullanımların mümkün olduğu, esnek yapılar”. Dündaralp bu konuda şu görüşü de paylaşıyor; “Okul tasarımı güvenli topluluk entegrasyonu ile bilgiyi yayma ve kullanma mecralarının birbirine tasarım yoluyla entegre olacağı bir dünyaya adım atmamızı sağladı. Şimdi önümüzde çağın hastalıklarını covid’e indirgemeden bütünsel olarak değerlendirebileceğimiz bir eğitim vizyonu yaratma imkanımız var. Yeni neslin bilgiye erişimi, iletişim becerilerinin gelişimi, tasarım ve proje odaklı çalışmalarla üretim yönünde çalışabilen ve bunu ağ sistemi içinde geliştirilebilecek bu eğitim vizyonu, sadece nasıl yapmalıyız sorusunu değil; şimdi ne mümkün sorusunu daha önemli hale getiriyor.”
Kaynak: Vbenzeri / Derleyen: Bahar Türkay