2021/03 Betonart 68 ‘Ev’ Temalı Sayı
Manzaranın keşfi ya da iki ekranlı dünya
Ofisim ve evim Kuzguncuk’ta. Evde çalışma ya da evden çalışma pandemi dönemine kadar gündemimde olan bir konu değil. İki çocuklu ev hayatı, dört kişinin evde Zoom toplantıları yapması, çalışması evde yeni bir
masa ve çalışma köşesi ihtiyacı doğurdu. Hayatım kiralık mekânlarda geçti. Bu süreçte hep küçük evleri, az eşyayı ve yerleşik müdahalelerden kaçınmayı tercih ettim. Bu ihtiyaç doğduğunda evdeki ortak mekânlar
dışında özelleştirilecek tek alan yatak odamız idi. Neredeyse yatak ve dolap dışında yer olmayan bu mekânda bir çalışma köşesi nasıl mümkün olacaktı? Söz konusu çalışma olduğunda, hangi mekânda çalıştığım ve çalışırken neye ya da nereye baktığım benim için her zaman önemli idi. Kuşkusuz “Zoom” dönemi ekrana bakmayı ve fonda ne olduğunu
öne çıkarsa da bu sorunun yanıtını yerin fonunda değil boyutlarının sınırlarında arıyordum. Farkettim ki yaşadığım yerleri seçerken de aynı şeyi yapıyordum. Evin kendisinden çok nereye baktığı, önünde bir
boşluk, ağaç, manzara her ne ise çok önemli idi. İç ancak dış ile bütünleştiğinde kendi sınırlarını dönüştürebiliyordu. Ve öyle ya da
böyle yüzümün Kuzguncuk’a döndüğü, tüm evi arkama aldığım bir yerleşimi mümkün kıldım. Bu deneyim bana koşullar ne olursa
olsun, sınırların ötesinde yeni olanakların yaratılabildiğini
ve beni zenginleştirebileceğini bir kez daha gösterdi. Koşullara bağlı kalmak mı, yoksa koşulları dönüştürecek bir bağlam yaratmak mı? Asıl soru burada gizli…